Gençler Kategorisindeki Başarımızı Neden Büyüklere ve Olimpiyatlara Taşıyamıyoruz ?
(Türkiye’deki altyapı yaklaşımlarıyla ilgili bilimsel destekli bir inceleme)
Ülkemiz genç nüfusuyla yetenek ve beceri olarak yüksek bir potansiyele sahiptir. Bu potansiyel, minikler ve küçükler olarak adlandırılan kategorilerde ülkemizin başarılı olduğu gerçeği ile ortada olmasına rağmen, neden aynı başarıyı büyükler ve Olimpiyat Oyunları’nda sürdüremediğimiz konusu da cevap bulması gereken diğer bir husustur.
Bir örnek ile açıklamak gerekirse, Türkiye geçtiğimiz günlerde Buenos Aires’de gerçekleştirilen
3. Gençlik Yaz Olimpiyat Oyunlarını 11 madalya ile tamamlamıştır.Buna paralel olarak, genç sporcuların müsabakalara katıldığı Akdeniz Oyunları ve diğer gençlik müsabakalarında da bu tip başarılar tekrarlanmaktadır. Peki elimizde böylesine başarılı bir genç jenerasyon varken neden bu jenerasyonumuz Olimpiyat Oyunlarında ya da büyükler kategorisinde yapılan Dünya/Avrupa şampiyonalarında aynı başarıyı gösterememektedir ?
Türk Spor Yaklaşımı(Ekolü)
Ülkemizdeki spor ekolünü ele aldığımızda tüm branşlar için genel ve ortak bir yaklaşım bulunmaktadır. Bir çocuğun mümkün olduğu kadar o branşa erken başlaması ve erken başladığı branştan başka bir branşa kanalize olamaması genel geçer bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım literatürel olarak incelendiğinde sadece ülkemizde değil, diğer ülke ekollerinde de gözlemlenmektedir. Peki bu yaklaşım bilimsel olarak da doğru mudur ?
Bilimsel Literatür Ne Diyor ?
Gelişim kuramcısı Bloom’un eğitim bilimlerinde yaptığı çalışmayı antrenman bilimine uyarlayan Cote, sporculuk evrelerini kronolojik olarak şu şekilde ifade etmiştir:
1) Katılım Evresi (6-12 yaş)
Çocukların keyif aldıkları, eğlendikleri ve çok yönlü temel hareket becerilerini geliştirdikleri bir çevreye katılmaları yönünde cesaretlendi- rildikleri, teşvik edildikleri ve yönlendirildikleri bir evre olarak tanımlanmaktadır.
2) Özelleşme Evresi (13-15 yaş)
Çocuk ve ergenlerin daha az sayıda spor dalına yöneldikleri ve bir spor dalını daha çok benimsedikleri bir evreyi tanımamaktadır.
3) Gelişim Evresi (16 yaş ve üzeri)
Büyüyen, gelişen ve performans gelişimine yoğunlaşan sporcunun bir spor dalında veya seçtiği spor dalında yüksek performans düzeyine ulaşmada adanmışlık düzeyi sergilediği evre olarak kabul edilmektedir.
Cote’ın kronolojik olarak bu evrelerle tanımladığı elit bir sporcunun gelişim evrelerini gösteren çalışmalarına göre Katılım Evresi’nde sporcular, mümkün olduğu kadar farklı spor dallarıyla ilgilenmeli ve sporcunun çok yönlü gelişimi sağlanmalıdır.Bu durumun aksine tek bir branşta gelişimi sağlanan sporcularda erken özelleşme evresine geçiş sorunu gözlemlenmektedir. Nitekim, Law’ın yaptığı çalışmada Olimpiyat Oyunlarında yer alan cimnastikçilerin, uluslararası yarışmalarda yer alan cimnastikçilere oranla altı ile oniki yaşlar arası daha az sayıda farklı spor dallarına zaman ayırırken; diğerlerinin ise en az üç spor dalına zaman ayırdıkları gözlenmiştir. Sonuç olarak, olimpik sporcu olmaya geçişte gözlemlenen en büyük sorun, çocukluk döneminde farklı branşları deneyimlememeden yani katılım evresinden erken olarak özelleştirme evresine geçilmesinden kaynaklandığı söylenebilmektedir.
Erken Özelleşme Sorunun Yol Açtığı Durumlar
1) Potansiyel Performans Seviyesine Ulaşamama
2)Spor Kariyerini Daha Erken Sonlandırma
3)Sakatlanma Risklerindeki Artış
4)İçsel Motivasyon Eksikliği
İdeal Örnekler
Güllich ve Emrich’in (2006) raporunda Alman sporcular arasında uluslararası düzeyde olanların ulusal sporculara oranla kendi sporları yanında daha çok sayıda başka sporlarla da uğraştıkları, daha geç yaşta başlayanların sayıca daha çok olduğu ve bir kısmının başka sporda başlayıp kendi sporuna sonradan geçtiği belirtilmektedir. Elit sporcularda yapılan gözlemlerden elde edilen bulgular, erken yaşlarda daha çok sayıda sporla ilgilenmenin performans yanında başka konularda da yararlı etkileri olduğunu göstermiştir.(Açıkada,Hazır,2016)
Dünya’nın en başarılı olimpik sporcularından olan ve çok sayıda olimpiyat şampiyonluğuna sahip Michael Phelps’in yüzme sporuna başlamadan önce farklı spor dallarını denediği ve yapılan bir yetenek tarafasında fizyolojik özelliklerinden dolayı yüzme sporuna yönlendirildiği gerçeği de karşımıza çıkmaktadır. Phelps, bununla birlikte hala hazırda aktif bir Golf oyuncusudur.
Diğer bir başarı öyküsünün sahibi hiç kuşkusuz ki Usain Bolt’dur. Bolt, her ne kadar kariyerine sayısız atletizim şampiyonluğu ve dünya rekoru sığdırsa da aynı zamanda profesyonel de bir futboldur. Atletizme vedası sonrası, profesyonel sözleşme imzalayarak futbol hayatına başlayan Bolt, Avustralya yayın kuruluşu News Corp Australia’ya göre milyonlarca dolar karşılında Avusturalya ligi takımı Central Coast Mariners’e transfer oldu.
Milli futbolcumuz İlhan Mansız, futboldaki sayısız başarısı sonrasında futbol hayatını noktalayarak buz pateni branşına yönelmişti. Mansız, 33 yaşında, kız arkadaşı ve partneri olan eski patenci Slovak Olga Beständigová ile çift patenci olarak, bir programında yarıştı. Yarışmayı kazandıktan sonra Mansız, hedefinin 2014 Kış Olimpiyatları‘nda Türkiye’yi temsil etmek olduğunu açıklamıştı.Sonrasında Mansız ve Beständigová, Almanya’da düzenlenen 2013 Nebelhorn Trophy‘de yarıştılar ve Olimpiyat Oyunları’ndaki çiftler kategorisine katıldılar.
Sorunun Çözümü
Görülmektedir ki ülkemizdeki geleneksel olarak tek bir branşta ısrar edilmesi durumu literatürel olarak erken özelleşme durumuna sebep olmakta ve devamında da sporcularımızın bir üst seviye olan olimpik seviyeye çıkmasını engellemektedir. Burada anahtar nokta, çocuklarımızın farklı branşları tanımasından ve bu branşları deneyimleyerek büyümesinden geçmektedir. Antrenman bilimi açısından diğer bir önemli nokta ise, gelişim sürecinde bu evrelerin takibinin ve planlamasının çok detaylı bir şekilde ele alınmasıdır. İlgili branşın antrenör gelişim seminerlerinde, bu evreler tartışmaya açılmalı ve literatür ışında her branş için anlayış birliğine varılmasına özen gösterilmelidir.
Yönetimsel anlamda ise, Gençler kategorisinden Büyükler ve Olimpik kategoriye geçişteki stratejiler, ulusal spor politikalarıyla belirlenmeli, her branş için o branşın federasyonlarının makro politikalar ortaya koymalıdır. Uzun dönem(8-12 yıllık) strateji ve planlamalar federasyon yönetimlerinden bağımsız olarak uygulamalı ve bu konuulusal politika olarak ele alınmalıdır. Elimizdeki en kıymetli değerimiz olan çocuklarımızı “plansızlıktan” dolayı kaybetmemeli ve onların tüm hayatları boyunca kazanabileceği branşa özgü uzun dönem sporcu yetiştirme stratejilerini oluşturmalıyız.
Yazar:
Dipnot: Merak edenler için Michael Phelps’in çocukluğundan olimpiyat şampiyonluğuna uzanan serüveni anlatan bir sunum dosyasını sizler için paylaşıyorum.
REFERANSLAR:
1) Caner Açıkada,Tahir Hazır(2016). Uzun Süreli Sporcu Gelişim Programları: Hangi Bilimsel Temellere Oturuyor?
2) Cote J, Lidor R, Hackfort D. (2009). ISSP position stand:To sample or to specialize? Seven postulates about youth sportactivities that lead to continuedparticipation and eliteperformance. International Journal of Sport and Exercise Psychology, 7(1), 7–17.
3) Güllich A, ve Emrich, E. (2006). Evaluation of the support of young athletes in the elite sport system. European Journal for Sport and Society, 3(2), 85–108.
4) Bloom, BS. (1985). Developing talent in young people(Bloom, BS Ed.). New York: Ballentine Books.
5) Balyi I, Way R, Higgs C. (2013). Long-Term Athlete Development. Human Kinetics, Champaign, IL.
6) Law M, Cote J, Ericsson KA. (2007). Characteristics of expert development in rhythmic gymnastics: A retrospective study. International Journal of Sport and Exercise Psychology, 5, 82–103.
EKSTRA:
Sınıfa özgü yaş aralıklarını içeren Alman Yelken Olimpiyat sporcusu yetiştirme stratejisini gösteren piramit şeması